- Derya Işık
- Mar 9, 2023
- 1 min read
top of page
+ 90 212 909 18 88

- Selin Erekli
- Jul 6, 2022
- 2 min read
Öncelikle her ‘ben demiştim’ kötü bir algı yaratmasın isterim. Çoğu zaman eşimize, dostumuza, çocuğumuza ‘Bak gördün mü? Ben demiştim, daha iyi hissettin, daha mutlusun!’ gibi pozitif, motivasyon amaçlı, iyi niyetli cümleler de kuruyoruz. Aslında hepimiz birer ‘ben demiştim’ciyiz. Fakat olumsuz algıya yol açan nokta; başkasının hatasında, ayıbında, düşüşünde yani negatif deneyiminde başlıyor. Hata yapan, düşen, yanılan, üzgün birine ‘ben demiştim’ demek oldukça acımasız bir ton yaratıyor! Karşımızdaki insanda SUÇLULUK DUYGUSU yaratmaktan, utançtan başka hiç bir işe yaramayan ‘ben demiştim’ ağzımızdan dökülmese çok daha iyi!
Genellikle NARSİSTİK kişilik yapılarında çok sık duyulan bir cümledir. Karşı tarafın üzüntüsünden, kaybından, acısından daha önemli bir hazzı kucaklar ‘ben demiştim’ demek: HAKLI ÇIKMAK!
Kişinin haklı çıktığı an hissettiği haz, o an karşı tarafın üzüntüsünden çok daha önemli oluyor ve dudaklardan ‘ben demiştim’ dökülüveriyor.
Evlilik ve ebeveynlik başta olmak üzere hayatta edindiğimiz her rol için ‘ben demiştim’ cümlesini dilimizden uzak tutmak eşimize, çocuğumuza, dostumuza yapacağımız en büyük iyiliklerden biri ☺ Mutlu bir evliliği savaş alanına çevirebilecek güce sahip olan ‘ben demiştim’ aynı zamanda çocuğunuzun, dostunuzun özgüvenini yerle bir edecek kudrete de sahip!
Bu davranışa maruz kalmak kişinin, çocuğun öğrenme arzusunu köreltir. Derdini saklamasına, hatasını saklamasına, kendine inancını yitirmesine kadar varan büyük sonuçlarla yüzleşmesine sebep olabilir.
Dediğim gibi herkesin içinde bir ‘ben demiştim’ kişisi yatar aslında. Daha doğrusu herkes bunu söylemek ister☺ Fakat kimimiz söyleriz, kimimiz susarız. Nasıl mı susarız? Nasıl ‘ben demiştim’ kişisi olmayız?
Bunun için yapılacak şey çok basit aslında! EMPATİ!
Bir hata yaptığınızı ve gerçekten üzgün olduğunuzu düşünün. Karşınızdaki kişinin de kocaman harflerle ‘Ee ben sana demiştim!’ dediğini düşünün.
Düşündünüz mü? Gerçekten hissettiniz mi? Galiba ben demiştim dememek için oldukça yeterli bir his olmalı.
BEN DEMİŞTİM kişisiyle yaşamak özgüveni talan eden, anksiyete yaratan, güçlü travmalara yol açabilen bir durumdur. Aslında PSİKOLOJİK ŞİDDETTİR bile diyebilirim!
Ben demiştim demek yerine karşınızdaki kişiye üzüldüğünüzü belli edin. Yanında olun. Çünkü o an ihtiyacı olan tek şey sizin desteğiniz, BEN DEMİŞTİM demeniz değil!
- Psikiyatrist. Dr. Doğan IŞIK
- Jun 21, 2022
- 2 min read

Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağandışı ve beklenmedik olayların yolaçtığı etkilere ruhsal travma diyoruz. İnsan hayatında sıkıntı ve üzüntü yaratan pek çok olay olur, ancak bunların tümü ruhsal travma yaratmaz.
Olay; korku, dehşet veya çaresizlik hissi yaratmışsa,
Olayda; kişinin kendisinin veya yakınının ölüm veya yaralanma tehlikesi varsa ruhsal travma olarak adlandırılır.
Bu tanımlamaya göre ileri yaşta bir yakınımızın yıllarca süren bir hastalık sonrasında ölümünün ruhsal travmaya yol açma ihtimali daha düşük iken, insanın bir yakınını beklenmedik biçimde –örneğin trafik kazasında- kaybetmesi daha fazla travmatik etki yapar.
Hangi Olaylar Ruhsal Travmaya Yol açar?
- Ruhsal sorunlara yol açtığı bilinen travma türleri şöyle sıralanabilir:
- Doğal afetler (deprem, sel, yangın)
- İnsan eliyle yapılan travmalar (savaş, işkence, tecavüz)
- Kazalar (iş, trafik)
- Beklenmedik ölümler
- Ciddi-ölümcül hastalıklara yakalanma
Toplumda ruhsal travmalara yol açan olaylar (savaş, kazalar, tecavüz, saldırılar, afetler) çok yaygındır. Araştırmalar her iki kişiden birinin bu tür olaylarla hayatında en az bir kere karşılaştığını gösteriyor. Ruhsal travmayla karşılaşma şansı herkes için eşit değildir. Suç oranının yüksek olduğu yerlerde yaşayanlar, başka ruhsal hastalığı veya alkol-madde bağımlılığı olanlar, askerler, polisler, itfaiye personeli olanlar korkutucu olaylarla daha sık karşılaşırlar.
Ruhsal travmalardan sonra en sık görülen iki hastalık:depresyon ve travma sonrası stres hastalığıdır
Kişiyi çok korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik duyguları yaratan olayların uzun süren ruhsal sorunlara yol açtığı biliniyor. Ruhsal travmalardan sonra sık görülen rahatsızlıklardan biri depresyondur. Depresyonun en sık görülen belirtileri isteksizlik, halsizlik, moral bozukluğu, uyku ve iştah bozukluğu ve hayattan zevk alamamadır. Depresyon ruhsal travmadan sonra ilk kez ortaya çıkabileceği gibi, daha önce depresyon geçirmiş kişilerde depresyonun tekrarlaması şeklinde de görülebilir.
Travma sonrası stres hastalığında ise: uykusuzluk,
kabuslar, olayla ilgili anıların rahatsız edici biçimde sık sık hatırlanması, sürekli olarak olayın tekrarlanacağı korkusu ve bu nedenle diken üstünde hissetme, kolay irkilme, çabuk sinirlenme, gelecekle ilgili plan yapamama, yabancılaşma (başkaları beni veya yaşadıklarımı anlamıyor hissi),olayı hatırlatan durumlarda huzursuz olma ve bu durumlardan kaçınma görülür.
Bu belirtiler çoğu kişide travmayı izleyen günlerde görülür ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir, ancak bazı kişilerde aylarca, hatta yıllarca sürebilir. Şu anda 80 yaşın üstünde olan 2. dünya savaşı gazilerinde hala bu hastalığın izlerini taşıyanlar vardır. Belirtiler bazen travmatik olay olup bittikten aylarca sonra başlayabilir.
Birinci dünya savaşından sonra tanınmaya başlayan bu hastalık, özellikle Vietnam’dan dönen Amerikalı askerlerde görülen travmatik stres belirtilerinin ayrıntılı biçimde araştırılması ve birçok kitaba, filme konu olması nedeniyle tüm dünyada daha iyi bilinir hale gelmiştir. Travma Sonrası Stres Hastalığı görülen pek çok kişide aynı anda başka ruhsal rahatsızlıklar da görülür. TSSH ile birlikte en sık görülen hastalık depresyondur. Depresyon dışında çeşitli anksiyete (bunaltı) bozuklukları, aşırı alkol veya madde kullanımı da görülebilir. Daha önceden ruhsal hastalık geçirmiş kişilerde travma sonrasında o hastalıkların yeniden ortaya çıkma riski fazladır. TSSH dışında ikinci bir ruhsal hastalık varsa, hem kişinin yaşadığı sıkıntı ve işgücü kaybı artar, hem de daha yoğun ve daha uzun süreli tedavi gerektirir.
Sağlıklı Günler Dilerim.
Uzm. Dr. Doğan Işık
Psikiyatri Uzmanı
bottom of page